Yeme bozuklukları, kişinin yemek yeme düzeninde ve tutumunda bozulmalara sebep olan, vücut ağırlığını denetlemeyle ilgili davranışların belirginleştiği ve hem zihinsel hem de fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkilere sahip psikiyatrik rahatsızlıklardır. Oluşumları çok yönlü etkenlerle ilişkilidir ve yeme davranışı çeşitli faktörlerce etkilenebilir. En sık rastlanan beş yeme bozukluğu şunlardır:
– **Anoreksiya Nervoza**: Kendini sürekli kilolu gören ve mükemmeliyetçilik duygusu taşıyan kişilerde görülür. Aşırı kilo alma korkusuyla beslenmeden kaçınırlar ya da çok sınırlı miktarda beslenirler, bu da tehlikeli düzeyde kilo kaybına yol açabilir. Bu durumda ciddi sağlık sorunlarına, adet düzensizliklerine, kemik erimesine ve kalp ritim problemlerine rastlanabilir.
– **Bulimiya Nervoza**: Fazla miktarda gıda tüketimi yapıp sonra bu yemekten vicdani bir pişmanlık hissederek alınan kalorileri telafi etmek amacıyla bu gıdaları kusmaya yönelen kişilerde görülür. Bu durumda beden imgesi bozukluğuna, dişlerde çürümelere, boğaz iltihabına ve elektrolit dengesizliklerine yol açabilir.
– **Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu**: Şiddetli yeme krizleri yaşayan ancak tükettiklerini geri çıkarmayan kişiler, bu sebeple kilo alırlar ve obezite riskiyle karşı karşıya kalırlar. Beden imgesinde bozulmalara, depresyona, anksiyeteye, şeker hastalığına ve kalp sorunlarına sebep olabilir.
– **Gece Yeme Sendromu**: Gün içinde yeterli yemeği almayıp gece veya akşam saatlerinde aşırı yeme eğilimi gösteren kişilerde görülür. Kilo alımına, uyku bozukluklarına, depresyona ve anksiyeteye yol açabilir.
– **Bigoreksiya**: Vücutlarındaki kas kütlesini ve hacmini artırmaya aşırı odaklanmış kişiler, genellikle kendilerini yetersiz bulurlar ve aşırı egzersiz ve protein bakımından zengin diyetler uygularlar. Kas yaralanmalarına, böbrek hasarına ve steroid kullanımına bağlı risklere maruz kalabilirler.
Yeme bozukluklarının altında yatan nedenler:
Kişinin genetik, biyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel durumlarının birleşimiyle şekillenir. Araştırmalar, aile geçmişi, beyin kimyası, kişilik özellikleri, stres, travma, zorbalık, medya ve moda gibi faktörlerin bu bozukluklarla ilişkili olduğunu öne sürer. Kesin nedenleri hala tam olarak anlaşılamasa da, bu durumlar bireyden bireye değişkenlik gösterebilir.
Yeme bozuklukları, dikkatle tedavi edilmesi şart olan seriyi hastalıklardır. Bu sağlık sorunlarını yönetmede çeşitli stratejiler mevcut: psikoterapi, ilaç tedavisi, diyetisyen desteği ve düzenli sağlık kontrolü. Psikolojik terapi, kişinin yemekle ilgili sorunlarının temel sebeplerini, duygularını, düşünce yapısını, kendine bakışını, kendini sevme duygusunu, insan ilişkilerini ve stresle baş etme tekniklerini keşfedip iyileştirmesine imkan tanır.
İlaçlar, depresyon, kaygı, obsesif kompulsif bozukluk gibi eş zamanlı ruh hali sorunlarını azaltabilir. Beslenme danışmanlığı ise bireyin sağlıklı ve dengeli yemek yeme planı kurmasına, alışkanlıklarını yönetmesine ve ideal kilosunu korumasına yardımcı olabilir. Medikal süreç takibi, fiziksel durumu gözetlemek, muhtemel sağlık sıkıntılarını engellemek veya müdahale etmek amacıyla önemlidir.Şüphe durumunda, yeme bozukluğu riski altında olanlar veya yakınları için psikiyatrist yardımı aramak önerilir.
Erken tanı ve doğru müdahale, iyileşme oranını yükseltir ve riskleri minimalize eder. Unutulmamalıdır ki yeme bozuklukları yaşam kalitesini ve kişisel mutluluğu olumsuz etkileyebilir. Profesyonel yardım almak, kişisel değeri korumak ve destek arayışında bulunmak, bu zorlu savaşta kritik rol oynar.
Bir yanıt yazın